Wednesday, April 10, 2013

aile boyu meditasyon


2009 yılında ilk gittiğim Vipassana kursunun sonlarında, kişinin kendi ebeveynlerine verebileceği en iyi hediyelerden birinin onları meditasyona başlatmak olduğu söylenmişti. Sağlığa olumlu etkileri, zihni güçlendirmesi, ve hayata getirdiği dinginlik düşünülünce katılmamak mümkün değil.

Doi Suthep'teki en büyük stupa
İlk Vipassana oturumundan çıktığımda kendimi Jakarta’dan Kuala Lumpur’a uçak kullanmadan gidebilecek kadar güçlü ve bir o kadar da hafif hissediyordum. Ailemin de belki günlük hayat karmaşasında, her şeyi alışılageldiği şekilde yapar ritimlerinden çıkıp öyle hissetmelerini, zihinlerini güçlendirip dışarıda olup biten kadar en az kendi içlerine de bakabilir hale gelmelerini çok çok istemiştim.

O zamanlar Türkiye’de hiç Vipassana kursu yoktu (şimdilerde de yılda ancak 1-2 kere açılıyor). Benim ilk zamanlar Asya’da gittiğim Goenka kursları da günde  11-12 saat bağdaş kurarak oturmayı ve insanüstü bir disiplinde yaşamayı gerektiriyordu. Meditasyon öğrenmek tabii ki disiplin gerektiriyor ama fazlası motivasyon yerine kaçma da yaratabiliyor. Gittiğim her kursa, manastıra “ buraya annem de gelebilir ve mutlulukla meditasyon öğrenebilir mi?” diye bakar olmuştum

2012 Aralığında geldiğim, Chiang Mai’deki IBC (International Bddhism Center) gerekli kriterleri karşılıyor gibiydi… Sadece oturma değil, bedenin gün içindeki tüm temel hareketlerini karşılayan yürüme, ayakta durma ve uzanma meditasyonları vardı. Günlük programın nerdeyse tamamı bireyseldi, zorunlu grup oturumları yerine, ister odada ister ormanda, ister de meditasyon salonunda bireysel çalışmalar yapılıyordu. Üstelik gelen herkes ilk günlerde kısacık oturumlarla başlayıp, zaman geçtikçe daha derin ve uzun oturumlara yönlendiriliyordu. Konuşmak hiç tavsiye edilmese de ara ara öğreniclerin birbiriyle iletişim kurmasınaa kimse karışmıyordu. Kendi 22 günlük kursumun sonunda hocaya “ailemin de buraya gelmesini istiyorum ama çevirmenlik yapmam gerekir, mümkün mü?” diye sordum. Çok olumlu karşıladı ve ben neredeyse 3 yıldan sonra ilk defa doğru yeri bulduğumu düşünerek çok sevindim.

Daha manastırdan çıkmadan annemlere telefon edip “birkaç ay sonra Tayland’a gelip dağ başında bir manastırda meditasyon öğrenmek ister misiniz?” diye sordum. Daha önce birlikte Tayland ve Kamboçya’yı gezmeyi önermiştim, ama sanki o pek cazip gelmemişti. Oysa bu teklife çok sevindiler ve hemen kabul ettiler; tarihleri, uçak biletlerini, transferleri her şeyi ayarladık.
17 Mart Pazar günü annem ve teyzem Tayland’a geldiler. 19 Mart’ta 11 günlük kurs için hep birlikte manastıra girdik.
Çanlar kimin için çalıyor?

Gelmeden önce annemler sadece havayı, manastırda ne giyileceğini, ne yeneceğini sordular. Manastır hayatına ve meditasyona dair hiç soru sormadan, gayet açık ve beklentisiz gelmeleri de bence zaten harika bir başlangıçtı.

Hocanın tavsiyesiyle ilk günkü temel meditasyon demosunu ben verdim. Takip eden günlerde sabahları 5te kalktık, annemler odalarında meditasyon yaptılar ben de Dhamma konuşmasına gittim, her gün kahvaltıdan sonra konuşmayı onlara özetledim. Öğleden sonra 1:30da hocayla birebir görüşmelere birlikte gittik, hoca ertesi günün meditasyon programını verirken ya da annemlerin uygulamayla ilgili soruları varsa aralarında çevirmenlik yaptım. Kalan zamanlarda, bir meditasyon inzivasında olması gerektiği gibi bireysel vakit geçirmeye çalıştık. Hem annem hem de teyzem müthiş bir azimle sabah 5:30dan akşam 9a kadar her fırsatta meditasyon uygulamaları yaptılar. Öğrendiklerini not aldılar, net olmayan yerleri birlikte tekrar değerlendirdik.

12. gün sabahında manastırdan çıktığımızda ikisinin de yüzü ışıl ışıldı. Chiang Mai ve Bangkok’ta geçirdiğimiz günler boyunca (koşullar ne kadar zorlayıcı olursa olsun) hiçbir sabah meditasyonlarını aksatmadılar.

Anneme ve teyzeme kursta hissettiklerini, gözlemlediklerini, daha önce hiç meditasyon yapmamışken bir anda bir manastırda 11 günlük kursa gelmenin nasıl bir deneyim olduğunu yazmalarını rica etmiştim. Tayland’daki programımız çok yoğundu ama sağolsunlar ikisi de vakit ayırıp bir şeyler yazdılar.
Onların deneyimleri belki meditasyonu (özellikle de Vipassana’yı) merak eden, ama denemeye çekinenlere ışık tutabilir diye yazdıklarını önümüzdeki 2 gün bu blogda paylaşacağım.

No comments:

Post a Comment