Friday, March 15, 2013

nyepi: Bali'de yeni yıl - 1


12 Mart’ta Bali 1935 yılına girdi.
Ve yılın ilk gününü herkes evinde ve sessizlik içinde geçirdi, hastaneler, karakollar kapandı. Bundan önce 1934 kere olduğu gibi bu yıl da gün boyu ışık ve ateş yakılmadı, insana ve onun kullanığı aletlere, makinalara ait hiçbir ses çıkmadı.
Havaalanı her yıl olduğu gibi tamamen kapandı. Dünyada bunu yapabilen tek hava alanı Bali.

mahallenin çocukları ve ogoh-ogoh
Nyepi, Bali yeni yılının adı. Yeni yılın son günü kötü ruhları, şeytanları korkutup yer yüzünden kaçırmak için çok gösterişli, gürültülü törenler yapılıyor. Gece gündüze dönmeden herkes evine kapanıyor ve yılın ilk gününü kötü ruhlar insanların da dünyayı terk ettiğini düşünüp geri gelmesin diye mutlak bir sessizlik içinde geçiriyor. Bu yeni yıl kutlamasında beni kalbimden vuran şey ise yılın ilk günü yapılması gereken tek şeyin geçmiş yılı değerlendirmek ve meditasyon olması… Sadece yeni bir yıla değil, her yeni adıma daha derin, anlamlı ve güzel bir başlangıç olabilir mi?

Bu yıl Bali’deki üçüncü Nyepi kutlamam oldu. Daha önce bu töreni iki kere yaşadığım için bilmiş bilmiş dolanıyordum ortalıkta, heyecanlanmam sanıyordum. Ve fakat ertesi güne erzak stoklamak için dışarı çıktığımda büyük koruma törenine rastladım. Ubud’da, kralın sarayına açılan tüm yollar kapanıp tam dörtyol ağzında en kıdemli rahiplerin ve Brahmanların katılımıyla yapıldı bu tören. Brahmanlar dualarla, kadınlar çok süslü adaklarla gece kötü ruhların yeryüzüne çıkacağı saatlerde koruma istemek için iyi ruhları, evrenin koruyucularını çağırdılar. Bu töreni ben bu yıl ilk defa tesadüfen yakalayabildim. Brahmanlara en yakın olabildiğim noktada dakikalarca durup sadece dualarını dinledim. Bu kadar güçlü bir titreşimi uzun süredir hissetmemiştim. Sonra konuştuğum ve 7 yıldır Ubud’da yaşayan bir arkadaşım Nyepi öncesi günü sadece bu tören için dışarı çıktığını söyledi; Brahmanların dualarını dinleyip, koruyucu varlıkların adayı sarmalamasını hissedip evine dönermiş.
Ubud sarayın önündeki koruma töreni
Töreni izleyen Balililer

Sonrasında akşama doğru her evde maytap atarak, tenekelere vurarak, davul çalarak gürültü yapılmaya başlandı. Amaç kötü ruhları kızdırıp yer altından yer yüzüne çekmek. Her yıl olduğu gibi güneş batışına doğru da asıl ogoh-ogoh törenleri başladı.
gençler ogoh-ogoh'u tören alanına taşıyor
öğlen saatlerinde tören için tüm ogoh-ogoh'lar hazır
 Ogoh-ogoh en basit anlatımıyla devasa korkutucu bir kukla. Kötü ruhları, şeytanları ve kötülüğü sembolize ediyor. Birkaç yetişkinin rehberliğinde gençler, ve çocuklar gözden uzak bir köşede eğlenerek ve müthiş detaylı sanatsal tasarımlarla kuklalarını yapıyorlar. Ne kadar korkutucu olursa o kadar makbul. Genelde mitolojik kötü bir karakter, ya da onun güncel bir yorumu olan ogoh-ogohlar son yıllarda modernleşip dünyaya açılır hale gelmiş. Birkaç yıl önce George Bush ya da bilgisayar oyunlarındaki kötü karakterden esinlenen eden ogoh-ogohlar da yapılmış.

Bali’de her Desa (mahalleden büyük, köyden küçük bir birim) en büyük tapınağın önünde kendi geçit törenini yapıyor. Geçit töreninden de mahallenin gençlik birimi sorumlu. Her banjar (mahalle) kendi arasında bağış toplayarak 1-2 ogoh-ogoh yapıyor. Tören gecesi tüm mahalle halkı bir örnek giyinmiş olarak tören alanına gidiyor. Bu törenler Bali’lilerin kendi aralarında ne kadar mükemmel organize olabildiğinin göstergesi. Hemen herkesin bir görevi var, trafiği düzenleyenler, geçit törenini kontrol edenler, dansçılar, gamelan müzisyenleri, hatta büyük ogoh-ogohlar geçerken elektrik tellerine değmesin diye telleri bambu sopalarla kaldıranlar… Kimsenin bağırmadığı, panikle koşturmadığı, zaman tutmadığı ama her şeyin (turistlere rağmen) kusursuzca işlediği törenler oluyor.
törenin başlamasına az kala

törenin başlamasına az kala
Başlangıç saatinden asla emin olamadığımız için biz erkence gittik. Caddede yerimizi aldık, açılış törenini ardından ilk mahallenin gamelan grubu muhteşem bir müzik şöleni sundu, sonrasında banjarın ogoh-ogoh’ları geçit töreni yaptı. Benim desa’daki 5banjar (mahalle) için bu tören tekrarladı. Kimi banjlar ogoh-ogohlara ek olarak müthiş bir ateş şovu, kimileri ise dans şovu hazırlamışlardı.
Bu Bali’deki 3. yılbaşı kutlamam, ilk defa bu kadar görkemli ve uzun bir tören görmüş oldum, 3 saatten uzun sürdü. Hava karardıkça ateşler yakıldı, müzik yükseldi ve coşku artı.

Bir süre öncesine kadar her  tören futbol sahasında bitermiş ve gecenin sonunda ogoh-ogoh’ları yakarlarmış. Ancak ogoh-ogohlar detaylandıkça, kullanılan malzemeler daha kimyasal hale gelmiş ve çıkan dumanlar zehirli olduğu için artık yakma töreni ya hiç yapılmıyor ya da çok sembolik bir ateş oluyor.
geçit töreninden

geçit töreninden

geçit töreninden
Kötü ruhları önce yeryüzüne çekmiş, sonra da ogoh-ogoh töreniyle onları korkutup kaçırmış olmanın verdiği rahatlıkla gecenin sonunda herkes evlerine çekildi. Sabah 6da hala yanan ışıklar varsa kapatıldı. Ve Nyepi günü, insanların da yeryüzünü terk ettiğini düşünüp kötü ruhlar tekrar geri dönmesinler diye mutlak bir sessizlik içinde geçti. Ve bu sessizlikle birlikte insanlar bir önceki yılda neler yapıp da kötü ruhların yeryüzüne inmesine sebep oldular, önümüzdeki yıl ne yaparlarsa şeytanları tekrar davet etmezler diye derin bir tevekkülle geçti.

Son yıllarda kurallarda ve uygulamalarda biraz esnemeler olsa da Nyepi günü boyu ateş yakmak, elektrikle ilgili herhangi bir şey yapmak, dikkati tefekkürden uzaklaştıracak okumak, oyun oynamak, eğlenmek gibi aktiviteler, yüksek sesle gülmek, bağırmak yasak. Ve genelde oldukça hoşgörülü olan Bali toplumunda bu yasaklar çok ciddiye alınıyor ve uygulandığından emin olmak için sokakta banjar tarafından görevlendirilmiş bekçiler geziyor. Birisi kapıdan burnunu uzatırsa, bir evden ışık gelirse falan bekçiler gidip uyarıyorlar. Zaten kimse de o kadar hazırlık ve törenden sonra şeytanlara bizim yeryüzünde kaldığımızı fark ettiren kişi olma sorumluluğunu almak istemediği için herkes evinde sessizce oturuyor.

Nyepi gününü bir sonraki yazıda anlatacağım.

No comments:

Post a Comment