Monday, January 21, 2013

kararlılık oturumu - 2. gün


Sabah 6:30’da Phra B’nin yanına gidiyorum. Biraz ilk günü konuşuyoruz, korkarak uyuyakaldığımı söylüyorum. Phra B uyumama hiç takılmıyor, uzanmış olmama yorum yapıyor, alışkanlık haline gelmesin diyor ve ikinci günün uygulamalarını veriyor.

keşişlerin yaşadığı binalar
İkinci günün oturumları uzundan kısaya doğru giden setler halinde. Her seti tamamlamak 7 saat sürüyor. Meditasyonun içeriğinde hiçbir fark yok, sadece süreler değişken. İlk gün sadece 45-45 (yürüme-oturma) oturumlar varken ikinci gün 45-45 başlayıp aşamalarla 30-5e kadar inen oturumlar var. Bu çeşitlilik benim için her şeyi değiştiriyor, ikinci gün müthiş bir motivasyonla ve çok kısa aralar vererek meditasyon yapıyorum. (Zaten uygulama kağıdımı ertesi gün Phra B’ye götürdüğümde yüzünde bir şaşkınlık ifadesi beliriyor “Sen ne kadar çok meditasyon yapmışsın dün” diye de ekliyor. Buna da ben şaşırıyorum, meditasyon yapmayacaksam Kararlılık oturumunda işim ne? Hem uyumamam gerekiyorsa odada meditasyon dışında yapabileceğim çok da bir şey yok ki…)

Öğleden sonra fark ediyorum ki bu kadar kısa molalarla ve çok meditasyon yapmak zihnimde daldan dala atlayan düşünce maymunlarını sakinleştirmiş. Daha bir gün önce durmadan ilgisiz şeyler zihnimde tekrar tekrar geçit yapıp duruyorlardı. Bugün ise sanki dal sayısı çok azalmış, zihnim çok da uzaklara kaçamıyor. Ve “dur” dediğimde anlık da olsa düşünceler duruveriyor. Bu o kadar değerli ki…

İlk 18 yaşında meditasyon yapmıştım ve başlamaktaki tek amacım saniyelik de olsa zihnimi susturabilmekti. O kadar çok ses, o kadar çok daldan dala atlıyordu ki yoruluyordum. Bir arkadaşım meditasyon yapıyordu ve düşüncesiz anlar deneyimlediğini söylemişti. Ben de harçlıklarımı biriktirip meditasyon kursuna gitmiştim. 18 yaşında, ailemden başka bir şehirde, üniversite 1. sınıfta, yepyeni bir çevrede yapabileceğim şeylerin sınırı yokken ben paramı ve zamanımı meditasyon için harcıyordum, çünkü zihminde daldan dala atlayan maymunların artık yavaşlaması gerekiyordu 6 ay çabaladım, hiç aksatmadan her sabah ve her akşam meditasyon yaptım, haftalık grup oturumlarına gittim ama o suskunluğu hiç yakalayamadım.
Düşünmekten beynim yoruluyor olabilirdi ama hala aklım başındaydı o yüzden ben de her akıllı 18 yaşındaki üniversite öğrencisi gibi meditasyonu bırakıp Sakarya Caddesi’nde arkadaşlarımla bira içmeye başladım.
keşişlerin yaşadığı binalar

Ve bundan 20 yıl sonra, düzenli olmasa da 3 yıllık Vipassana uygulaması ile, 30 Aralık 2012 öğleden sonrasında “dur” dediğimde artık zihnime anlık da olsa söz geçirebildiğimi fark ettim. 20 yıl önce denemeye başlamış, 3 yıl önce gerçekten azmetmiş ve sonunda zihnimdeki maymunları terbiye edebilmiştim.
Bu durumun beraberinde getirdiği mutluluğu tanımlama zor. O bile oldukça dingin ama her bir hücremde hissettiğim çok güzel bir duygu.

No comments:

Post a Comment