Saturday, January 18, 2014

sakura - 1

Evliya Çelebi ile ilgili anlatılan en bilindik hikayelerden biridir; Çocukluktan beri içinde müthiş bir gezme, görme arzusu vardır. Bir gece rüyasında Muhammed'i görür, bir cesaretle ondan gidip şefaat dilemek ister. Ancak ağzını açtığında Şefaat ya Resulallah diyeceğine, "Seyahat ya Resulallah" der ve bu bilinçaltı dilekle maceraları başlar.

Rüyamda hiç peygamaber falan görmedim ama hayatta beni en heyecanlandıran şeylerden biri hep coğrafya atlaslarını açıp saatlerce gezi planları yapmak oldu. Şans mı, kader mi, kalpten istenilen bir şeyin gerçekleşmesi midir bilemiyorum ama çok yer gördüm. Kazakistan Kırgızistan sınırını geçerken Orta Asya'nın uçsuz bucaksız steplerini, Finlandiya'da hava -20 dereceyken tamamen donmuş Baltık denizini üzerinde çoluk çocuk yürüyüşe çıkmış aileleri, Tanzanya'da leopardan bufaloya soylu Afrika hayvanlarını, Tayland'da hala talan edilmemiş yağmur ormanlarını, Hong Kong'da hayatı tamamıyla durduran bir tayfunu, Kızıldeniz'in dibinde göz alıcı renklilikteki hayatı, Abu Dhabi'de dünyanın en kumlu çölünü…
Her biri doğanın zekasını ve şaşmaz işleyişini tekrar tekrar gösteren birbirinden farklı ama aslında bir o kadar da aynı şeyin yansıması doğa mucizeleriydi.


Bugüne kadar en çok Rub El Khali çölünden etkilendim. Umman, Yemen, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında uzanan, 100 metre yüksekliğe yaklaşan  kum tepeleri sayesinde dünyanın en çok kum hacmine sahip çölü. Rub el Khali'nin yaklaşık tercümesi Boş Alan. Birleşik Arap Emirlikleri'nden ulaşırken çölün belirli bir noktasına kadar yol var, o yolun en sonuna gidince çevrede tüm sesi, hareketi emen dev kırmızı kum tepeleri dışında gerçekten hiç bir şey yok. Boş ama aslında dünyanın en çok kumu orada.

Gecenin en sonunda daha her yer kapkara ve çöl ısırıcı soğukluktayken tepelere tırmanıp mutlak sessizlik içinde güneşin doğuşunu seyretmek kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar etkiledi beni. İnsan orada fark ediyor aslında ne kadar küçük olduğunu.

70 metre yüksekliğinde bir kum tepesine tüneyip güneşin doğuşunu beklemek

Ve güneş yükselip ortalık aydınlanınca kumun üzerinde yılanların akreplerin bıraktığı izler görünür hale geliyor, en tek başına olduğumu düşündüğüm anlarda aslında çevremde ne kadar çok varlık olduğunu anlıyorum, sadece ben onları duyacak ya da görecek kadar hassas değilmişim.
yılan izleri

Rub El Khali'de iki kere kum fırtınası gördüm, öyle büyük fırtınalar değildi ikisi de. Birinde inat ettim, fırtınaya rağmen yolun son noktasındaki tepelere kadar gittim. Orta şiddette sayılabilecek o fırtınanın her esişinde simsiyah asfalt yolun tamamen kumlarla kaplanıp nasıl görünmez hale geldiğine tanık oldum. Çok güvendiğim kocaman jipin yandan gelen rüzgarla nasıl bir sallanıverdiğini hissedip korktum. Arabadan inince, o milimetreyle bile ölçülemeyecek kadar minik kum taneleri  yüzüme koluma çarpınca canım acıdı.

Rub El Khali kırmızı ve sarı kumlardan oluşan bir çöl. Kırmızı kumlar hep yüzeyde, sarı kumlar altta ve bu sayede çok güzel desenler oluşur. O en fırtınalı anlarda, kumlar asfalt yolu görünmez hale getirecek kadar oradan oraya savrulduktan sonra bile 100 metrelik tepelerin tamamen aynı şekilde ve yükseklikte kalmasına da, kırmızı kumların yine de hep en üste yerleşivermesine de hayret ettim. Hep duyageldiğim "doğanın şaşmaz işleyişi" ya da "doğanın içsel zekası" kavramları işte o zaman gerçek anlamına kavuştu…

En fırtınalı zamanlarda, ne yönden eseceği belli olmayan bir rüzgar onları dakikalarca havada tutarken ya da oradan oraya savururken, yere indikleri anda kumlar olması gereken yerde ve düzende oluveriyorlar. Tek tek kum tanelerinin yerini bulmasıyla da fırtına anlarında tepesi görünmeyen o binlerce tonluk kum tepeleri de hep aynı şekli ve yüksekliği koruyor...

(Burada, burada ve burada 2009'da Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman'da çektiğim çöl fotoğraflarını görebilirsiniz)

bu desen hep orada, kırmızı kumlar üstte, sarılar altta

Hayatta beni en etkileyen şey Rub El Khali çölü demiştim ya, Çarşamba günü ikinciyle karşılaştım.
Bir kaç cümle ön bilgi vereyim; Japonya'da kiraz çiçeklerinin açması en beklenen ve doğanın en güzel manzaralardan biridir. Japonca'da kiraz çiçeklerinne Sakura, ve çiçeklenme zamanını gözlemlemeye de Hanami deniyor. Sakura zamanı, Japonya'nın en çok turist çeken dönemlerinden biridir.
İnternette öylesine gezinirken benzeri bir görsel şölenin Kuzey Tayland'da birkaç gün önce başladığını ve 3 noktada gözlemlenebileceğini okudum. O noktalardan biri de Chiang Mai'e 25-30 kilometre mesafede bir vadiymiş. O günlerde Serap ve Hande de Chiang Mai'delerdi,kiraz çiçeklerinden onlara söz edince toplu taşımla ulaşılamayan bu vadiye hemen 3 kişilik bir tur organize etmeye karar verdik. 

No comments:

Post a Comment