Chiang Mai Tayland'ın kuzeyinde, Bangkok'a yaklaşık 700 kilometre mesafede bir şehir. Nüfusu yaklaşık iki milyon ama her yıl bu rakamın iki katı turist şehri ziyaret ediyor.
Turistleri çeken ne? Chiang Mai trafiği oldukça yoğun, kötü mazottan dolayı her zaman kokan, yılın 2-3 ayı da orman ve tarla yangınlarından dolayı hava kirliliğinin sağlığı tehdit edici boyutlara ulaştığı, denizden 700 kilometre uzaklıkta, şehir merkezinde yeşili görmenin nerdeyse imkansız olduğu büyük bir şehir. Adım başı tapınak var, ama hiçbiri Angkor Wat ya da Wat Po gibi turist çekci güzellikte değil. Şehre birkaç saat mesfedeki dağlarda trekking, fil rehabilitasyon merkezlerine günübirlik ziyaretler, nehir üzerinde akşam yemeği gibi başka şehirlerde de yapılabilecek aktiviteler dışında sunduğu çok bir şey de yok.
Tam da bu sebeplerdendir ki, Chiang Mai aslında Tayland'ı gezerken öyle birkaç günlüğüne uğranıp "bunu da gördüm, şunu da yaptım" denecek ya da tripadvisor'un önerdiği şeyler listesini tamamlayacağınız bir şehir değil - onlar da yapılabilir tabii ki ama iyi bir planlamayla bu şehrin atraksiyonları en fazla 2 günde biter zaten.
Yüzeyinde hızlıca gezinmek yerine, bir süre kalarak sizi içine çekmesine izin vermeniz gereken bir şehir Chiang Mai.
Bir güne bir sürü şey planlamaktansa, uzunca bir kahvaltı ardından bir cafenin bahçesinde kahve içerek saatlerce oturmanız gereken bir şehir Chiang Mai. Manastır bahçesi de olabilir, adak için gelenleri ya da fotoğraf çeken turistleri izleyip sıkılınca bir ağaca sırtınızı verip kitap okuyabilirsiniz. Hareketin kaynağı olmak yerine çevredeki hareketi fark edecek kadar dingin birkaç gün geçirilebilecek bir şehir burası
Büyük oteller yerine ailelerin işlettiği pansiyonlarda kalmalısınız. Büyük ihtimalle resepsiyon, her gün oda temizliği gibi hizmetler alamayacak olsanız da bir odasında pansiyon sahibi ailenin yaşadığı bir binada dünyanın dört bir tarafından gelmiş diğer gezginlerle günlük hayatı paylaşmak her şehirde ve otelde yaşayabileceğiniz bir deneyim değil. Böyle bir pansiyonda, muhtemel ailenin en büyük kızı köşedeki verandada masaj yapıyordur, damat Laos'a trekking turları düzenliyordur ve küçük kız da okuldan dönünce bahçedeki kafenin işletmesinde annesine yardım ediyordur. Chiang Mai'deki ailelerin gerçek düzeni bu, ilgili ilgisiz tüm işler, yer olduğu sürece bir çatı altında birleştirirveriyorlar. Mesela en ünlü masaj okullarından birinin sahibinin oğlu, eskiden okulun resepsiyonu olan alanı antika dükkanına çevirmiş, heykellerin vazoların arasından geçip masaja başlıyorsunuz. Ya da terzinin oğlu ön tarafa küçücük bir tezgah açmış, annesi dikiş dikerken o da geçen turistlere meyve suyu sıkıp satıyor. Sokak sokak gezdikçe uzmanlaşma nedeniyle bölünmüşlükten sıyrılmanın, alakasız gibi görünen şeylerin aile bağıyla bir arada bulunmasının keyfine varabilirsiniz.
Ve cafeler, restoranlar yerine ara sıra pazarlarda sokaklarda yemelisiniz yemeğinizi. Turistlerin damak tadına göre sulandırılmış lezzetler yerine sabahın 7sinde, kokusu çok keskin gelse de tadı büyük ihtimalle başka hiçbir yerde yemediğiniz kadar zengin Kuzey Tayland yemeklerini tatmalısınız. Sipariş verdikten sonra ortalama bir seyyar simit arabası büyüklüğünde bir tezgahta 3 çeşit yemek için sebzelerin doğranmasını, çeşit çeşit baharat katılarak pişmesini, paketlenmesi ve bunların birkaç dakikada oluşu sırasındaki müthiş düzen ve beceriyi izlemelisiniz. Bu yemeklerden biri çok hoşunuza giderse sabahları pazarda malzeme alışverişiyle başlayıp mutfakta devam eden bir yemek kursuna katılıp nasıl pişirileceğini öğrenebilirsiniz.
Çoğu ziyaretçi için öğrenmek Chiang Mai'ı ziyaretin temel sebeplerinden biri aslında. Masaj kursları en bilindik, ama bu şehrin sunduğu çok farklı bilgiler var. Budist meditasyonlar, Çin tıbbının öğeleri, bedendeki enerji hatları, Tay boksu, yoga, tam zamanlı dil kursları… Yılın 6-8 ayı kendi ülkesinde masaj ya da enerjetik iyileştirme çalışmaları yapan, kalan zamanda da her yıl buraya gelip hocalarıyla çalışmaya devam eden yüzlerce hatta belki binlerce öğrenci var. Ve belki de kendini hem başkalarını iyileştirmeye hem de devamlı öğrenmeye bu kadar adamış insanların enerjisi bu şehri bu kadar özel yapan şeylerden biri.
Şehirdeki yabancılar çok çeşitli ama uzun süre kalanları kabaca 3 grupta toplamak mümkün; emekli olduktan sonra Chiang Mai'e yerleşen 60+ yaş grubu, yukarıda söz ettiğim çalışmalar için hemen her yıl gelen ya da burada yaşayan terapist ve şifacılar ve digital nomads, yani internet üzerinden çalışıp, bir yere bağlı olmadığı için dünyanın farklı yerlerinde yaşayan göçebeler.
Genel profil böyle olunca Chiang Mai'deki hayat bu büyüklükteki bir şehir için yumuşak ve acelesiz. Ama işte bunu fark edebilmek için de 3 günde şehrin yüzeyini bir süpürüvermek yerine bu şehirde zaman geçirmek gerekiyor. Siz Chiang Mai'e zamanınızı verdikçe o da size farklı yüzlerini göstermeye başlıyor; kuralsız görünen trafiğin içindeki içgüdüsel öncelikler belirginleşiyor, tutarlılık beklentisi yerini o an mümkün olana bırakıyor, elle tutulamayan gözle görülemeyen ama hareket ettiğiniz her yerde size dokunan bir yaşam enerjisini anlamaya başlıyorsunuz. Çevrede bu kadar bilgili hocaların birikimi ve onlardan öğrenmeye gelenlerin saygısını ve öğrenme hevesini hisseder oluyorsunuz. Belki de tam bu sebeple, Chiang Mai bir yıllık sırt çantalı Asya turu sırasında 3-4 gün uğranan bir yer olması hedeflenirken, kısa bir masaj kursuna katılıp öğrendiklerinden çok etkilendiği ve daha fazlasını öğrenebilmeyi istediği için yıllardır burada yaşayan insanlarla dolu.
Yüzeyinde hızlıca gezinmek yerine, bir süre kalarak sizi içine çekmesine izin vermeniz gereken bir şehir Chiang Mai.
Bunu yapabilecek zaman ve isteğiniz varsa 2 milyon nüfuslu, bolca otobanlı ama toplu taşıma sistemi bile olmayan, yeşilsiz bir şehrin nasıl olup da her yıl binlerce kişiyi kendine aşık edip buraya yerleşmesini sağladığını anlayabilirsiniz.
Kim bilir belki de o aşık olanlardan biri olursunuz?
Wat Umong, Chiang Mai yeraltına oyulmuş koridorları olan nadir tapınaklardan |
Tam da bu sebeplerdendir ki, Chiang Mai aslında Tayland'ı gezerken öyle birkaç günlüğüne uğranıp "bunu da gördüm, şunu da yaptım" denecek ya da tripadvisor'un önerdiği şeyler listesini tamamlayacağınız bir şehir değil - onlar da yapılabilir tabii ki ama iyi bir planlamayla bu şehrin atraksiyonları en fazla 2 günde biter zaten.
Yüzeyinde hızlıca gezinmek yerine, bir süre kalarak sizi içine çekmesine izin vermeniz gereken bir şehir Chiang Mai.
Bir güne bir sürü şey planlamaktansa, uzunca bir kahvaltı ardından bir cafenin bahçesinde kahve içerek saatlerce oturmanız gereken bir şehir Chiang Mai. Manastır bahçesi de olabilir, adak için gelenleri ya da fotoğraf çeken turistleri izleyip sıkılınca bir ağaca sırtınızı verip kitap okuyabilirsiniz. Hareketin kaynağı olmak yerine çevredeki hareketi fark edecek kadar dingin birkaç gün geçirilebilecek bir şehir burası
Wat Umong'un bahçesindeki göl kıyısı - Chiang Mai'de sessiz bir öğleden sonra geçirilebilecek nadir yerlerden |
Ve cafeler, restoranlar yerine ara sıra pazarlarda sokaklarda yemelisiniz yemeğinizi. Turistlerin damak tadına göre sulandırılmış lezzetler yerine sabahın 7sinde, kokusu çok keskin gelse de tadı büyük ihtimalle başka hiçbir yerde yemediğiniz kadar zengin Kuzey Tayland yemeklerini tatmalısınız. Sipariş verdikten sonra ortalama bir seyyar simit arabası büyüklüğünde bir tezgahta 3 çeşit yemek için sebzelerin doğranmasını, çeşit çeşit baharat katılarak pişmesini, paketlenmesi ve bunların birkaç dakikada oluşu sırasındaki müthiş düzen ve beceriyi izlemelisiniz. Bu yemeklerden biri çok hoşunuza giderse sabahları pazarda malzeme alışverişiyle başlayıp mutfakta devam eden bir yemek kursuna katılıp nasıl pişirileceğini öğrenebilirsiniz.
Çoğu ziyaretçi için öğrenmek Chiang Mai'ı ziyaretin temel sebeplerinden biri aslında. Masaj kursları en bilindik, ama bu şehrin sunduğu çok farklı bilgiler var. Budist meditasyonlar, Çin tıbbının öğeleri, bedendeki enerji hatları, Tay boksu, yoga, tam zamanlı dil kursları… Yılın 6-8 ayı kendi ülkesinde masaj ya da enerjetik iyileştirme çalışmaları yapan, kalan zamanda da her yıl buraya gelip hocalarıyla çalışmaya devam eden yüzlerce hatta belki binlerce öğrenci var. Ve belki de kendini hem başkalarını iyileştirmeye hem de devamlı öğrenmeye bu kadar adamış insanların enerjisi bu şehri bu kadar özel yapan şeylerden biri.
Wat Umong, Chiang Mai Ana stupa çevresinde yürüme meditasyonu yapan bir keşiş |
Genel profil böyle olunca Chiang Mai'deki hayat bu büyüklükteki bir şehir için yumuşak ve acelesiz. Ama işte bunu fark edebilmek için de 3 günde şehrin yüzeyini bir süpürüvermek yerine bu şehirde zaman geçirmek gerekiyor. Siz Chiang Mai'e zamanınızı verdikçe o da size farklı yüzlerini göstermeye başlıyor; kuralsız görünen trafiğin içindeki içgüdüsel öncelikler belirginleşiyor, tutarlılık beklentisi yerini o an mümkün olana bırakıyor, elle tutulamayan gözle görülemeyen ama hareket ettiğiniz her yerde size dokunan bir yaşam enerjisini anlamaya başlıyorsunuz. Çevrede bu kadar bilgili hocaların birikimi ve onlardan öğrenmeye gelenlerin saygısını ve öğrenme hevesini hisseder oluyorsunuz. Belki de tam bu sebeple, Chiang Mai bir yıllık sırt çantalı Asya turu sırasında 3-4 gün uğranan bir yer olması hedeflenirken, kısa bir masaj kursuna katılıp öğrendiklerinden çok etkilendiği ve daha fazlasını öğrenebilmeyi istediği için yıllardır burada yaşayan insanlarla dolu.
Yüzeyinde hızlıca gezinmek yerine, bir süre kalarak sizi içine çekmesine izin vermeniz gereken bir şehir Chiang Mai.
Bunu yapabilecek zaman ve isteğiniz varsa 2 milyon nüfuslu, bolca otobanlı ama toplu taşıma sistemi bile olmayan, yeşilsiz bir şehrin nasıl olup da her yıl binlerce kişiyi kendine aşık edip buraya yerleşmesini sağladığını anlayabilirsiniz.
Kim bilir belki de o aşık olanlardan biri olursunuz?